25 Aralık 2011

MUTLU YILLAR

2011 yılının son haftasına girmek üzereyiz. Yılbaşı programları yapıyor harıl harıl; "nasıl girersen öyle geçer" mottosundan hareketle, yeni yılı güle oynaya karşılamak için. Milletimizin "temiz bir sayfa açma tutkusu" var malum, ondandır ki bir coşku, bir sevinç gırla gitmekte. Sanki bir gün önceki borçlar, yarım kalmış işler, verilmiş sözler, bunlar, şunlar, onlar ... bir gün sonraya devretmeyecekmiş gibi.

Ben de nasibimi alıyorum bu coşkudan; ağacı süslüyorum, hediyeler alıyorum, planlar yapıyorum, anneme sıkı sıkı tembihliyorum "benim için de patlat bi nar kapı eşiğinde" diye. Bir süreliğine tüm olumsuzlukları bir kenara itiyorum. Endişeler, telaşlar, acabalar ve bütün bardakların bütün boş tarafları kalsın o yanda. 1 Ocak yılbaşı ertesi, yorgunluk vs. 2 Ocak'ta sistemi geri yükleriz nasıl olsa...

Dileklere  gelince;

Herkes için sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl dilerim. Hatta araya bol paralı da sıkıştırırız daha güzel olur. 
Klişe midir? Öyledir. Ama bu, insan hayatının olmazsa olmaz unsurları oldukları gerçeğini değiştirmez. Ya da olmayınca insan gibi bir hayat yaşamanın zor olduğu gerçeğini...

Hiç bir canlı aç, susuz, korunaksız, çaresiz kalmasın sonra, dünya acımasız olmasın... 

Yalan söylemesin insanlar, kalp kırmasın, kibirli olmasın, içlerindeki kötülük buhar olup uçsun mesela...

Son olarak sözüm sana Marduk;

"Duanla yaşamadım ki bedduanla öleyim...!"





Çakıl da herkese "Mutlu Yıllar" diler bu arada.... Sizin için en uslu pozunu verdi. Ne kadar yaramaz olduğunu anlamak için tasmaya bakmanız yeterli, zira gayet yamuk duruyor... :)


Sevgiler
Saygılar...

20 Aralık 2011

SONBAHAR


Ben hazır Aralık'ı sonbahardan saymışken; 




Kışı sevmem, keşke hiç bitmese sonbahar...

17 Aralık 2011

SONBAHAR

Aralık'ı sonbahardan sayabilirim. 
Bence hiçbir sakıncası yok;                                              







                                                         









16 Aralık 2011

ÇEŞME LİFE

Güne harika bir haberle başlamak, bütün günün iyi geçmesi demek ya.
Bütün haftama bile yeter, artanı da buzluğa atıp, çıkarıp çıkarıp uzun bir süre sevinebilirim. Öyle mutlu etti bu haber beni. Her baktığımda da mutlu edecek...

Sinem ve Ertuğ Meçik çiftinin fotoğrafları ile Çeşme Life' tayım;



Hani o, fotoğrafın sol köşesinde "Fotoğraflar: Merve Özbek" yazıyor ya, o üç kelime benim için her şeye bedel...
Çok teşekkür ederim Sinemcim.

Sevgiler...

14 Aralık 2011

ANILAR ŞİMDİ GÖZÜMDE CANLANDILAR

Anı fotoğrafları özeldir;


Yolculuğa çıkar, bir şehri gezersiniz; ağaçlar, evler, duvarlar, masalar, sandalyeler, insanlar, kaleler, surlar, renkler, dokular...


Özel bir gündür, dostlarınızla paylaşırsınız; buluşan kadehler, yemekler, mezeler, müzisyenler, mumlar, gülen yüzler...


Ta uzak yollardan çok sevdiğiniz bir arkadaşınız gelmiştir, uzun sohbetler edersiniz; orta kahve, gün batımı, pastalar, börekler, beş çayı...


Yaz gelir, tatile gidersiniz; kumsal, kitap, havlu, terlik, çıplak ayaklar, mavi sular, deniz yıldızı, çakıl taşları, rakı, balık, tekne turları...


..........................................................


Fotoğrafa sadece sanatsal açıdan yaklaşmanın, fotoğrafın bulunuş amacından sapmak olduğunu düşünüyorum ben. Çünkü fotoğraf belgeleme niteliği taşır ve öncelikli amaç, insan gözünün gördüğü tüm detayları, en gerçek haliyle resmetmektir aslında.

Yaşadığınız her an, yaptığınız her eylem, içinde yüzlerce unsuru barındırır. Unutulmaması gereken ya da hatırlandığında size keyif verecek, sizi o anlara tekrar götürecek olan tüm bu detayları kaydetmek, hafızada biriktirmeye çalışmaktan çok daha mantıklı bir yöntem fikrimce. Çünkü ben kayda değer anılarımı fotoğraf karelerine hapsetmezsem eğer, onları sanki hiç yaşamamışım gibi hissediyorum. Kayıp zaman; hatırlanacak detayları sınırlandırılmış, hayal meyal görüntüler... Bu yüzden, her aktivite öncesi, "şimdi oradan ne fotoğraflar çıkar" diye düşünmekten kendimi alamıyorum... 



Sözün özü, anı fotoğrafları güzeldir.
Detay veriyor ve estetik kaygı ile çekiliyorsa tadından yenmez o ayrı...








Anı fotoğraflarında öncelikli unsur insandır gayet tabii. Cümbür cemaat, keyiften çılgına dönmüş bir halde objektifin içine içine bakarak verdiğimiz pozları, burada paylaşmayı tercih etmedim sadece. Durum budur. :)

Sevgiler
Saygılar...

12 Aralık 2011

YOKLUĞUMDA ÇOK KİTAP OKUDUM

Verdiğim vize molasını bitiriyor ve fotoğraf yolculuğuma geri dönüyorum. 


Az sonra...


Ondan önce, "uzun bir aradan sonra yeniden öğrenci olmak ve sınava hazırlık süreci" ile ilgili söylemem gereken bir kaç şey var.
Ard arda sıralamaktan ziyade maddeler halinde yazmayı tercih edeceğim. Bilindiği üzre özet çıkarırken çok işe yarar o yıldızlar, noktalar, çizgiler vs... Ders çalıştım ya bir hafta, alışkanlık yaptı;



  • Kahvenin "ders çalışırken gelen uykuya" çare olmadığını bir kez daha deneyimledim.
  • Kelimelerin altını çizmeden, kitap sayfalarına not almadan kafama hiç bir şeyin girmediğini farkettim. "Ne kadar karalama o kadar öğrenme" "Tükenmez kalem nasıl sayfalardan silinmiyorsa, çiziktirdiğim bilgiler de kafamdan asla silinmeyecekmiş" gibi bir inancım var. 
  • "İnsanın yaşı" ile "ders çalışmaya dayanabilme süresi" kesinlikle ters orantılı. Her saat başı, yarım saat mola verdim.
  • Her ne kadar, yaş büyüdükçe zihnin yeni bilgileri depolama süresi uzuyorsa da, insan kendini müthiş hissediyor. Okudukça genişliyor sanki beyin. Gerçi ben bunun yeniden ders çalışmaya başlamadan önce de böyle olduğunu düşünüyordum...
  • Çalışma masasındaki düzen takıntım, "Çakıl" kedisinin masanın tam ortasına, okuduğum sayfaların üzerine boylu boyunca uzanması ve her defasında ısrarla kalemlerimi bir pati darbesi ile yere düşürmesi sonucunda yerle bir oldu.
  • Bir şeyi severek yapıyorsan her türlü sıkıntısına katlanıyor ve sana ne kadar eziyet verse de isteğinden zerre kaybetmiyorsun. Kesin ve net.
  •  Sosyoloji zor bir ders. 
  • Sınav psikolojisi daha önce de olduğu gibi kötü etkiledi beni. Üstümde çok büyük bir yük hissediyorum ve sınavlar bitene kadar o yükle yemek yiyor, televizyon seyrediyor, uyuyor, yürümeye çalışıyorum. 
  • Ders çalışılması gereken süre içinde her hangi bir aktivitede bulunmak vicdanımı sızlattığı için tüm teklifleri reddettim.  Gidemediğim, içemediğim, izleyemediğim, ilgilenemediğim, kutlayamadığım vs. için çok üzüldüm o ayrı... (Biyolog olmaya çalışırken de bir adet vicdan sahibi olsaymışım iyiymiş.)
  • "Dört vize bir gün, dört vize ertesi gün" şeklindeki sınav biçimini ve Karşıyaka'da ikamet etmekte olan şahsımı Buca'ya gönderme düşüncesizliğini gösteren sistemi esefle kınadım. Zira saat 06:30 da yakamoz eşliğinde yüzümü yıkayıp, 09:00 daki sınav için yola çıkmak gayet üzücüydü.
  • 160 dakika çok uzun süre, 60 dakika kafi bana. Yani gayet iyi geçti sınavlar...



Sonuç olarak; Şuradan bir öğrenci alır mısın abi? Üstelik i love photography!

Bir de;
"Doğum günün kutlu olsun Sineeeemmmmciiimmm.... Seni çok seviyorum..."


Saklandığım yerden nihayet çıkabilmenin ve sınavlarımın iyi geçmesi şerefine olsun bu;



Finallere kadar "devamlı aksiyon, full animasyon" o zaman. 
Sevgiler, saygılar...





5 Aralık 2011

ZAMAN MAKİNESİ no:1

Tam şu anda, tam şu ana gitmek istiyorum;


Eylül 2011 / İzmir

Ders çalışıyorum ama ben...

4 Aralık 2011

SİNEM & ERTUĞ

İlk düğünümüzden yaklaşık bir ay sonra, diğer şahane çiftim, çok sevdiğim arkadaşlarım Sinem ve Ertuğ  evlendi. Dolayısıyla yine bir dizi çekim yaptık.
Daha spontane çalışmalardan oluşan albümdeki nikah ve düğün çekimlerinden bir kaç kare sunarken, desteklerini hiç bir zaman esirgemedikleri ve yanımda oldukları için binlerce kez teşekkür ediyorum.

"Her anı mutluluk ve huzurla dolu upuzun bir ömrünüz olsun... "


















3 Aralık 2011

ASLI & ERAY

İlk yazımda bahsettiğim gelinciğim ve damatçığımın albümüden bir kaç fotoğrafı paylaşmak isterim;
Yaptığım ilk düğün çekimi olması ve yürümek istediğim yolda bana müthiş bir ivme kazandırması açısından benim için had safhada öneme sahip. Ayrıca albümü onlara teslim ederken gözlerinde gördüğüm mutluluk, bana başka hiç bir işten bu kadar keyif alamayacağımı da kanıtlamış oldu.
En önemli günlerini bana güvenerek ellerime teslim ettikleri için bir kez de buradan teşekkürlerimi sunuyorum :) 

"Seviyorum sizi şahane insanlar, hep böyle mutlu kalın..."

















Albüm;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...