12 Aralık 2011

YOKLUĞUMDA ÇOK KİTAP OKUDUM

Verdiğim vize molasını bitiriyor ve fotoğraf yolculuğuma geri dönüyorum. 


Az sonra...


Ondan önce, "uzun bir aradan sonra yeniden öğrenci olmak ve sınava hazırlık süreci" ile ilgili söylemem gereken bir kaç şey var.
Ard arda sıralamaktan ziyade maddeler halinde yazmayı tercih edeceğim. Bilindiği üzre özet çıkarırken çok işe yarar o yıldızlar, noktalar, çizgiler vs... Ders çalıştım ya bir hafta, alışkanlık yaptı;



  • Kahvenin "ders çalışırken gelen uykuya" çare olmadığını bir kez daha deneyimledim.
  • Kelimelerin altını çizmeden, kitap sayfalarına not almadan kafama hiç bir şeyin girmediğini farkettim. "Ne kadar karalama o kadar öğrenme" "Tükenmez kalem nasıl sayfalardan silinmiyorsa, çiziktirdiğim bilgiler de kafamdan asla silinmeyecekmiş" gibi bir inancım var. 
  • "İnsanın yaşı" ile "ders çalışmaya dayanabilme süresi" kesinlikle ters orantılı. Her saat başı, yarım saat mola verdim.
  • Her ne kadar, yaş büyüdükçe zihnin yeni bilgileri depolama süresi uzuyorsa da, insan kendini müthiş hissediyor. Okudukça genişliyor sanki beyin. Gerçi ben bunun yeniden ders çalışmaya başlamadan önce de böyle olduğunu düşünüyordum...
  • Çalışma masasındaki düzen takıntım, "Çakıl" kedisinin masanın tam ortasına, okuduğum sayfaların üzerine boylu boyunca uzanması ve her defasında ısrarla kalemlerimi bir pati darbesi ile yere düşürmesi sonucunda yerle bir oldu.
  • Bir şeyi severek yapıyorsan her türlü sıkıntısına katlanıyor ve sana ne kadar eziyet verse de isteğinden zerre kaybetmiyorsun. Kesin ve net.
  •  Sosyoloji zor bir ders. 
  • Sınav psikolojisi daha önce de olduğu gibi kötü etkiledi beni. Üstümde çok büyük bir yük hissediyorum ve sınavlar bitene kadar o yükle yemek yiyor, televizyon seyrediyor, uyuyor, yürümeye çalışıyorum. 
  • Ders çalışılması gereken süre içinde her hangi bir aktivitede bulunmak vicdanımı sızlattığı için tüm teklifleri reddettim.  Gidemediğim, içemediğim, izleyemediğim, ilgilenemediğim, kutlayamadığım vs. için çok üzüldüm o ayrı... (Biyolog olmaya çalışırken de bir adet vicdan sahibi olsaymışım iyiymiş.)
  • "Dört vize bir gün, dört vize ertesi gün" şeklindeki sınav biçimini ve Karşıyaka'da ikamet etmekte olan şahsımı Buca'ya gönderme düşüncesizliğini gösteren sistemi esefle kınadım. Zira saat 06:30 da yakamoz eşliğinde yüzümü yıkayıp, 09:00 daki sınav için yola çıkmak gayet üzücüydü.
  • 160 dakika çok uzun süre, 60 dakika kafi bana. Yani gayet iyi geçti sınavlar...



Sonuç olarak; Şuradan bir öğrenci alır mısın abi? Üstelik i love photography!

Bir de;
"Doğum günün kutlu olsun Sineeeemmmmciiimmm.... Seni çok seviyorum..."


Saklandığım yerden nihayet çıkabilmenin ve sınavlarımın iyi geçmesi şerefine olsun bu;



Finallere kadar "devamlı aksiyon, full animasyon" o zaman. 
Sevgiler, saygılar...





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...