14 Aralık 2011

ANILAR ŞİMDİ GÖZÜMDE CANLANDILAR

Anı fotoğrafları özeldir;


Yolculuğa çıkar, bir şehri gezersiniz; ağaçlar, evler, duvarlar, masalar, sandalyeler, insanlar, kaleler, surlar, renkler, dokular...


Özel bir gündür, dostlarınızla paylaşırsınız; buluşan kadehler, yemekler, mezeler, müzisyenler, mumlar, gülen yüzler...


Ta uzak yollardan çok sevdiğiniz bir arkadaşınız gelmiştir, uzun sohbetler edersiniz; orta kahve, gün batımı, pastalar, börekler, beş çayı...


Yaz gelir, tatile gidersiniz; kumsal, kitap, havlu, terlik, çıplak ayaklar, mavi sular, deniz yıldızı, çakıl taşları, rakı, balık, tekne turları...


..........................................................


Fotoğrafa sadece sanatsal açıdan yaklaşmanın, fotoğrafın bulunuş amacından sapmak olduğunu düşünüyorum ben. Çünkü fotoğraf belgeleme niteliği taşır ve öncelikli amaç, insan gözünün gördüğü tüm detayları, en gerçek haliyle resmetmektir aslında.

Yaşadığınız her an, yaptığınız her eylem, içinde yüzlerce unsuru barındırır. Unutulmaması gereken ya da hatırlandığında size keyif verecek, sizi o anlara tekrar götürecek olan tüm bu detayları kaydetmek, hafızada biriktirmeye çalışmaktan çok daha mantıklı bir yöntem fikrimce. Çünkü ben kayda değer anılarımı fotoğraf karelerine hapsetmezsem eğer, onları sanki hiç yaşamamışım gibi hissediyorum. Kayıp zaman; hatırlanacak detayları sınırlandırılmış, hayal meyal görüntüler... Bu yüzden, her aktivite öncesi, "şimdi oradan ne fotoğraflar çıkar" diye düşünmekten kendimi alamıyorum... 



Sözün özü, anı fotoğrafları güzeldir.
Detay veriyor ve estetik kaygı ile çekiliyorsa tadından yenmez o ayrı...








Anı fotoğraflarında öncelikli unsur insandır gayet tabii. Cümbür cemaat, keyiften çılgına dönmüş bir halde objektifin içine içine bakarak verdiğimiz pozları, burada paylaşmayı tercih etmedim sadece. Durum budur. :)

Sevgiler
Saygılar...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...