5 Şubat 2012

KAR YAĞDI SANKİ

Geçen haftalarda, bütün memleket bembeyaz olmuş, buz gibi havayla mücadele ederken, İzmir'de yağmur, çamur hüküm sürmekteydi. Ben de sürekli "keşke kar yağsa, kar yağsa keşke..." diye dolanıp durmaktaydım etrafta. 


Artık nasıl istemişsem?


"Başka şey isteseymişim olurmuş" lafın anımsayıp, harap ve bitap düşüyorum böyle zamanlarda. (bitap? ne acayip kelime) Piyango hep gidip en gereksiz isteklerime vuruyor hatta sevincim kursağımda kalıyor, "niye bunu istedim ki ben" diye düşünüp, bunalıyorum... 


"Kar ben çok istedim diye yağdı" sanıyorum, evet! Üstelik çok da inanmışım bu duruma, yazarken fark ettim... Ama bunu inancımın ürünü olarak görmemin bir nedeni var; "karın yerde kalış süresi." Zira sabah gözümü açtığımda ortalık bembeyazdı, kahvaltı ettik, çıktık koştuk zıpladık sonra eve geldik falan... Bir kaç saat geçmeden de sanki hiç kar yağmamış gibi, gri bir hal aldı etraf...  Yani sabah çıktın, çıktın. Çıkmadın kaçırdın. Öyle ki; "şu çayımı içeyim, giderim biraz fotoğraf çekerim" diye düşünüyordum, ben eldiveni, bereyi kenara fırlatıp çayı koyana kadar erimişti bütün karlar.


Neyse ne, çok mutlu olduk biz karı görünce (bu "kar" da tehlikeli kelime) "Biz" kapsamına aile, yakın çevre ve hatta İzmir girmekte... Tadımlıktı, kararında yaşandı, çamursuz, kayarak düşmesiz ve buz tutmasız atlatıldı. Çok da iyi oldu, çok da güzel oldu... 




Bunlar da, hoplarken, kar topu fırlatırken ve çılgınca gülerken çekildiğimiz "anı fotoğrafları" dışında kalan, dar zamana sıkışmış bir,iki zavallı kare. Olmadı, yapamadım, çekemedim... Ayrıca, görüldüğü üzere, "bahar dalına kar yağan" tek memleket de burası sanırım. Ne diyelim, çekim başka bahara kaldı artık!


Sevgiler, saygılar...



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...